İstanbul’da Sonbahar

      İstanbul’da Sonbahar için 2 yorum

Geçen akşam yürüyordum sokakta. İstanbul’u sonbaharda görmeyeli neredeyse 10 yıl olmuştu. Teoman’ın şarkısı geldi aklıma: İstanbul’da Sonbahar. Dört mevsim içerisinde en çok sonbaharı yakıştırıyorum ben İstanbul’a. Görülesi bunca yer elbette ilkbahar ve yaz aylarıyla daha da hoş dururdu. Lakin İstanbul’dan bahsediyorsak bu şehre en çok hüzün yakışıyor. Hüzünlü İstanbul daha bir yakışıklı gözüküyor gözüme.

Bir Tutam Martı Biraz Da Deniz

Dünyada denize kıyısı olan birçok şehir varken İstanbul için denizi ayrı bir yere koymak gerekiyor. Nasıl desem; hani nüfus cüzdanlarımız vardır ya temel bilgilerimizin yazılı olduğu, işte İstanbul’un medeni halinde evli ya da bekar değil ama “deniz” yazıyor sanki. Tarihi yarımada denize dayamasaydı sırtını biraz yavan kalmaz mıydı sizce de? Ne bileyim martısız bir fotoğrafla İstanbul’u anlatmak zor geliyor insana.

Denizin üstünde bir geminin ardında süzülürken martılar, ellerinde fotoğraf makineleriyle anı yakalamaya çalışan turistleri görmüşsünüzdür. Fotoğrafı çekenler aradan yıllar geçip de İstanbul siluetine baktıklarında; birkaç kuş, bir deniz taşıtı, arka planda da birkaç camiden fazlasını göreceklerdir. Bir kere İstanbul’u yaşamışsanız ona ait herbir fotoğrafta martı sesleri uğuldayacaktır kulaklarınızda. Hele bir de bulutların gözyaşları deniz olup taşarken ve hırçınken Marmara, güneşin vedasına kızıl tonlar eşlik ediyorken susmak lazım bu şehirde. Sessiz kalmalı ki duyursun sana kendini bu şehir. New York’ta ellerinde büyük mikrofonlarla “sokağı dinleyen” ve bunu kaydeden insanlar var. Bu sesleri şehri anlatan filmlerde, şarkılarda, belgesellerde vb. birçok yerde kullanıyorlar. İstanbul’u düşünüyorum da dünyadaki her sesten birazı mutlaka vardır bu şehirde. Ee boşuna demiyor Orhan Veli “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” diye.

Vapura bindiğim zamanlarda insanların yanıbaşlarındaki şehre artık yabancı kaldığını gözlemliyorum. Kulaklar kulaklıklarla, gözler ise ellerdeki telefonlarla meşgul artık. Kabul, yorar İstanbul insanı. “Hayatta kalması zor” bir şehirdir burası. Yine de bu şehir her zaman bir şansı hak ediyor benim gözümde. Özellikle sonbaharda ufuk çizgisine bakıp güneşi selamlamalı, hiç olmazsa eski günler hatırına…

Ey İstanbul, keşke böyle üzgün durmasan diyeceğim ama sana en çok hüzün yakışıyor be dostum!

İstanbul’da Sonbahar” hakkında 2 yorum:

  1. kitapsevinci

    ne güzel anlatmışsınız… ben de yılda bir defa giderim İstanbul’a.. bir özlem oluyor içimde, İstanbul’da doğmuş veya büyümüş değilim ama bir kez gittiniz mi geri çağırıyor sanki İstanbul sizi…

    Cevapla
    1. zaferb Metnin yazarı

      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
      İstanbul’da yaşayan çoğu kişi bu şehrin kalabalığından ve insanı yormasından şikayet eder. Doğru, gerçekten yorar insanı. Lakin dillere destan olan bütün sevdalarda aşıklar her zaman yorgun savaşçılardır. 🙂

      Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.