Bir Park Gezintisi

      Bir Park Gezintisi için 8 yorum

Dün Yıldız Parkı’na gittim. Uzun yıllardır İstanbul’da olmayınca aklımda kalan mekanlara yavaş yavaş uğramaya devam ediyorum. Sanırım Yıldız Parkı’na bu ziyaretim 15 senelik bir aradan sonra tekrarlanmış oldu. Eski hâlini çok hatırlamasam da dünkü gezimden ve orada geçirdiğim vakitten memnun kaldım.

Bir park güzellemesi yapmaktan ziyade; insanın eski İstanbul’u görebildiği, kalabalığa boğulmamış yerleri keşfetmeye çalışıyorum sanırım. Yaşamanın gerçekten güç bir hâl aldığı, ayağınız kaysa metrobüs sırasında ezilme tehlikesi geçirebileceğiniz bir kalabalıktan bahsediyorum. İstiklal Caddesi’nden geçerken şehrin turist yoğunluğunun nitelik olarak da ne kadar değiştiğini ve bu değişimin olumlu yönde olmadığını belirtmeliyim. Din, millet, ırk ayrımıyla ilgili olarak değil de yaşama kültürü açısından bakıyorum meseleye. Eskiden bir turist soru sorsa da dilim döndüğünce ona yardımcı olmaya çalışsam derdim, şimdiki turistlere yardımcı olmak bir yana konuştukları dili de anlamıyorum zaten.

İşte bu kalabalık içerisinde en çok sığındığım iki şey var: birincisi kulağımdaki şarkılar, diğeri de fırsat buldukça e-kitap okuyucum. Etraftaki anlamsız muhabbetlerden, didişmelerden, yüksek sesle yapılan telefon konuşmalarından, üstünüze üstünüze gelen insanlardan bir kaçış şekli belki de bu seçtiğim. Birlikte yaşamak bir kültür işi… Basit gibi görünen ama meşakkatli bir eylem. Sadece kendinizi düşünmeyip en azından asgari düzeyde başkalarının haklarını da göz önüne almanız gereken bir eylem üstelik. Çağımızın hastalıklarından birinin adı “bencillik” olmuşken başkalarına duyulan saygı artık pastanın süsü mahiyetinde kalıyor. Olsa da olur olmasa da olur tadında.

İşte, hafta içine ve günün sıcak bir saatine denk getirdiğim park gezintimi biraz kalabalıklardan uzaklaşmak amacıyla gerçekleştirdim. Gidenler bilir, büyük bir parktır Yıldız Parkı. Önce şöyle bir etrafı dolaştım, sonra olabildiğince tenha sayılan bir banka kıvrıldım. Küçük bir karga yavrusu gördüm. Kargaların yaşam süreleriyle ilgili çelişkili bilgiler kafamı kurcalayınca küçük sandığım bu karganın benim yarı yaşımda olabileceğini düşünüp gülümsedim. Karga sesi, kuş sesleri arasında ilk tercih ettiğim ses olmasa da, ağırlıklı olarak karga sesi duymakla beraber, birçok kuş sesi çalındı kulağıma. Yapay da olsa küçük bir dereden gelen su sesi de atmosferi tamamlamış oldu. Kocaman ağaçların içerisinde tatlı bir huzura bıraktım kendimi. Kitabımı açtım bir zaman sonra. Malum “Çevik Atmaca”* yeni bir maceraya atılmak üzereydi. Gerçek dünyanın sıkıcı atmosferinden kaçmayı kitap tercihlerimde de devam ettiriyorum galiba. Fantastik kitaplar, filmler;bilim-kurgu öyküleri… Hayal gücünün sınırsızlığı beni hep cezbetmiştir. Bu sayede edebiyat, sanat, kültür içerisinde “farklı” olanı ortaya koyabilen herkese hayranlık duyuyorum.

Belirsizlikleri hiç sevmeyen ben, hayatımın en belirsiz dönemlerini yaşamaktayken bu tarz küçük molalara daha çok ihtiyaç duyduğumu hissettim. Bu nedenle dalgalarla boğuşmak yerine kimi zaman küçük adacıklar bulmalıyız kendimize. Nefes almak için kendimize fırsat tanımalıyız. Çünkü dalgalar ve okyanusun bir yere gideceği yok. Ayağımızın suya değmesi çalkantıların başlaması için kelebek etkisi oluyor zaten. 🙂

Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle…

Hoşça kalın.

* Yerdeniz Serisi – Ursula K. Le Guin

 

Bir Park Gezintisi” hakkında 8 yorum:

  1. Bir Tutam Karınca

    İstanbul’da bir avuç park kaldı artık. Her yer beton yığını.
    Belirsizlikler insanı yıpratıyor. Yani bir zaman sonra kötü bile olsa insan somut bir şey görmek istiyor. Tez vakitte belirsizliklerinden kurtulman dileğiyle.

    Cevapla
    1. zaferb Metnin yazarı

      Değerli yorumun ve dileklerin için teşekkürler Yasemin.
      Yaşantımız etrafımızdaki her olayla öylesine birbirine karışmış ki bir adım attığında neler yerinden oynar tam olarak kestiremiyorsun. Aslında basit yaşamak lazım yalnız o da günümüz şartlarında olmuyor maalesef.

      Cevapla
  2. Ahmet Bilmez

    Yıldız Parkı’na geçen yıl hayatımda ilk defa gittim, Beşiktaş’a da ilk gidişimdi bu aynı zamanda. Gittiğimde birtakım çalışmalar vardı, içerisi gezip görmeye pek de fazla uygun değildi ancak gezebildiğim kadar gezmiştim. Büyük bir park burası, insanı rahatlatan cinsten. Kafa dinlemeye birebir aslında. Belirsizliklerinizden en kısa sürede kurtulmanız dileğiyle. Saygılarımla ????

    Cevapla
    1. zaferb Metnin yazarı

      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
      Günlük yaşantımız bizi yıpratan, yoran olaylarla dolu. Kendi iç sesimizi duymaya bile vakit ayıramıyoruz. Arada bir durup dinlenmek gerek sanırım.
      Güzel dilekleriniz için de sağ olun. 🙂

      Cevapla
  3. loveandsmile

    Uzun zamandır gitmedim.. Evlendiğimden beri karşıya taşındığımdan (12 yıldır) ender o taraflara gidiyorum.. Şişli doğma büyümeli olarak oraları çook severdim.
    Yeşil, mavi insana ne iyi geliyor…

    Cevapla
    1. zaferb Metnin yazarı

      Değerli yorumunuz için teşekkürler.
      Bloğunuzdaki bazı yazıları okudum, siz de yeşili maviyi ailece seviyorsunuz anlaşılan. 🙂

      Cevapla
  4. KenarYazarı

    Güzel bir yazı ve gezi olmuş. Yıldız Parkı’na gidipte sincaplarla karşılaşmadıysanız eksik bir gezi olmuş saymak lazım. Bulamazsanız eğer, yeşil bir yere oturun ve elinize yiyecek bir şeyler alın. Onlar sizi bulacaktır 🙂

    Cevapla
    1. zaferb Metnin yazarı

      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Sincap gördüm gerçi ama yiyecek meselesi aklıma gelmemişti. Bu söylediğinizi bahar aylarından birinde uygulayacağım. 🙂

      Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.