90’lı yıllar dediğimizde aklımıza ilk gelenlerden biri de atari salonlarıdır. Genellikle zemin katta, havasız, ışık almayan bu yerler bütün olumsuz koşullarına rağmen çocukluğumuzun en güzel günlerinden bazılarına ev sahipliği yapmıştır. Elimizde jetonumuzla oyun sırasında beklerken kimi zaman önümüzdeki oyuncunun hata yapmasını umarak sıranın bize gelmesini kimi zaman da yeni bölümleri gördüğümüz oyunun hiç bitmemesini isterdik. Bazı oyunlar vardı ki önündeki sıra bir türlü tükenmezdi.
Final Fight oyununu hatırlamayınız yoktur. Yakışıklı Cody’yi alıp bölümleri bir bir geçerek bölüm sonlarındaki “boss”lara ulaşmaya çalışırdık. Yerdeki silah, bıçak ve su borularıyla gelen düşmanlara ardı ardına saldırıp dururduk.
Yine hafızamızda yer eden oyunlardan biri de Metal Slug’dı. Bu oyunda da kimi zaman tanklara biner kimi zaman uçaklarla tur atardık. Özellikle ustalıkla kullandığımız el bombaları sayesinde düşmanların kalabalık halde geldiği bölümlerde paçayı kurtarmayı başarırdık.
Pang denildiğinde ise üstümüze üstümüze gelen toplar gelecektir aklınıza. Bu oyunda elimizdeki ipli ok silahı sayesinde baloncukları parça parça yaparak ortadan kaldırmaya çalışırdık. Bazen ufak topların sayısı o kadar artardı ki alnımızda ter damlalarıyla kaçacak delik bulamazdık oyunda.
Bir diğer atari oyunu da Mortal Kombat’tı. Bu seri, günümüzde çeşitli platformlarda yeni versiyonlarını oyun severlerle buluşturmaya devam ediyor. Özellikle “fatality” dediğimiz her bir karakterin farklı oyun sonu öldürme şekilleri çok ilgi çekmekteydi. Bütün karakterlerin bu özelliğini bilen oyuncular atari salonlarından oldukça fazla rağbet görürlerdi.
Street Fighter deyince orada bir miktar durup düşünmek lazım. Çünkü unutamadığımız atari oyunları içerisinde dünyada en geniş kitleye ulaşmış oyun bu olsa gerek. Her bir karakterin kendine özgü dövüş stilleri olduğu Street Fighter’da, çeşitli taktikler geliştirenler oyunun sonuna kolayca ulaşabiliyordu. Özellikle karizmatik Ken ve Ryu benzer dövüş tarzlarıyla en çok tercih edilen karakterler arasında yer alıyordu.
Yukarıda saydığımız bu oyunların dışında spor oyunları, platform oyunları, dövüş oyunları vb. türdeki yüzlerce oyun atari salonlarının o rengarenk ekranlarında kendilerine yer buluyordu. Çocukluğumuzda oynadığımız bu atari oyunları mı yoksa bu oyunların etrafında oluşan dostluklarımız mı anılarımıza kazınmıştır bilinmez. Yine de çoğumuz bu yılları hatırlarken bir tebessüm etmeden geçemiyoruz.
Çok oynadım çocukluğumda, ama bizim ailede şöyle bir şey vardı, istediğimiz zaman oynayamıyorduk sadece hafta sonları oynuyorduk bazen de hafta içi bir defa, genel de ders çalışıyordum. Gerçi ailede izin vermiyordu oynamaya 🙂 benim en çok oynadığım süper mario oyunu oluyordu genelde, şimdiki çocuklar gerçekten çok şanslı, her şeyden yararlanıyordu. Ama 90’lı yıllarda çocuk olmak gerçekten farklı bir şeydi. Şimdi ki çocuklarda bu konuda şanssız bence. 🙂
Gökhan Bey, bizim için de aynı şey geçerliydi. Üç beş lira birikince cebimizde, soluğu atari salonlarında alırdık. Sonra atari salonunun kapısından biri bağırırdı: “Zafer annen çağırıyor!” diye. 🙂
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Pingback: Eskiden Oynanan Oyunlar Bir Başkaydı - gonuldendile