Soğuk Ninniler

      Soğuk Ninniler için 2 yorum

Kış Soğuğu

Soğuk… Havayı düşününce aklına ilk gelen kelimeydi. Aklına gelmekle kalmayıp dışarı çıkmak zorunda olan bu yaşlanmış bedeninin her gün güç bela alt etmek zorunda olduğu sinsi ama cüretkar bir düşman gibiydi soğuk. Bükülmüş beline, artık iş görmeyen bacaklarına rağmen dışarı çıkmak ve ekmeğini kazanmak zorundaydı. Kendini bildi bileli geçimini bu şekilde sağlıyordu. Babasını erken yaşta kaybetmiş, hayatın bütün yükünü henüz bir çocukken küçük omuzlarında buluvermişti. Annesine gelince, onu zaten hiç tanımamıştı. Babasının söylediği, annelerinin onları henüz kendisi daha bebekken terk ettiğiydi. İşte böyle bir evde, bu aile yapısında büyümüş; birçok zorluğun, belanın içinden sıyrılmış fakat şimdi tek başına soğuk dahi ona galip gelebiliyordu.

Bir köşesi kırık aynasında çok sık olmasa da gördüğü yüz bütün bu yaşanmışlıkları üzerinde taşıyordu. Yüzü, her geçen yılın üzerinde bir çizik bıraktığı ve bu çizgilerin içinde artık eskisi gibi parlamayan küçük gözleri ile kendisine git gide daha yabancı geliyordu. Geçenlerde yine dışarıdayken kahvede oturanların sohbetine kulak misafiri olmuştu. O gün pos bıyıklı kocaman bir adam, seyyar hava durumu sunucuları edasıyla geçen seneye oranla bu kışın daha soğuk olduğunu, en az bir hafta daha havaların böyle devam edeceğini söylüyordu. Adamın üstündeki kabanın onu bu soğuklardan korumada oldukça yardımcı olduğu aşikardı. Kendisinin böyle bir kabanı hiç olmamıştı. Eski püskü elbiselerinin hiçbiri para alınarak elde edilmemişti. Hep birilerinin eskilerini giymek zorundaydı ve bu yüzden de seçme şansı pek olmuyordu.

Sabahın erken saatlerinde derme çatma kulübesinden çıktı yine. Donmuş çöpler arasında satabileceği birkaç kola kutusu bulmak, pet şişeleri toplamak ve bunları satmak için belediyenin tesislerine gitmesi bayağı vaktini alıyordu. O gün diğerlerinden biraz daha farklıydı. Şimdiye kadar hiç hissetmediği kadar soğuktu hava. İnsanlar, soğuktan mı bilinmez, çöp kutularını bugün ihmal etmişti. Belki de işlerinin akşama kalmamasını isteyen belediyenin çöp arabaları, erkenden ne var ne yok toplayıp gitmişti. Bir sonraki sokak, bir sonraki mahalle derken evden çok uzaklaştığını fark etti. Artık neredeyse donmuş ayakları bütün kuvvetine rağmen bir adım öteye gitmiyordu. Çöp tenekelerinin arasına çömeliverdi.

Biraz uyusa sanki gücünü toplayıverecekti. Yavaş yavaş göz kapakları kapanırken acaba yarın da hava bu kadar soğuk olur mu diye düşünüyordu. Şiddetle esen rüzgar ona sözcüklerini seçemediği ninniler söylemeye başladığında gözleri kapanmaya başlamıştı bile. Kafasını kurcalayan endişe dolu düşünceler yavaş yavaş zihninden silindi. Kar taneleri onu sarıp sarmalamaya başladığında buruk bir tebessüm yerleşti dudaklarına. Ne tezattı ki soğuğun şefkatten uzak dokunuşlarına rağmen ömrünün son nefesini annesinin sıcak kucağını düşleyerek vermişti.

Soğuk Ninniler” hakkında 2 yorum:

  1. Emel

    Hikayenin içinde gezinirken sanki ana karakter bendim. Evim sıcak olmasına rağmen dondum.:) Çok akıcı bir hikaye okurken hiç sıkılmadım ayrıca benzetmelerde harika! Sonuç bölümünü de havada bırakmamışsınız güzel bağlamışsınız. Kaleminize sağlık…

    Cevapla
    1. zaferb Metnin yazarı

      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim Emel Hanım.
      Anne kucağında başlayan sıcak yolculuğun ölümün soğuk nefesiyle son bulması hep ilgi çekici gelmiştir bana.

      Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.